Geçtiğimiz hafta ODTÜ öğrencisi iki kadın, İlknur Özcan ve Heyem Nisan Yiğit, üniversitelerinde cemaat çalışmasına izin vermedikleri için “türbanlı öğrencilerin eğitim hakkını engelledikleri, saldırıya uğradıkları” söylenerek yoğun bir karalama kampanyasının hedefi haline getirildiler. Başbakanın, Cumhurbaşkanının, bakanlar ve YÖK başkanının yaşananlarla ilgili gerçek dışı bilgilerin yayılmasında başlıca rolü oynadıkları; gerici basının operasyonel bir aygıt olarak işlevlendiği süreç, Haziran İsyanı ile sıkışan AKP iktidarının üniversitelerin açılması ve sonbaharın gelmesiyle karşılaşabileceği tepkileri “türban mağduriyeti” yaratarak, kadın bedenini siyaset malzemesi haline getirerek ve kadın düşmanı siyasetini sürdürerek nasıl engellemeye çalışacağının da özgün bir örneği oldu.
İki kadın, türbanlı öğrencilerin eğitim hakkını engellemekle suçlandılar. Oysa özel cemaat yurdu çalışmasını “ODTÜ yurtlarının fuhuş yuvası olduğu, merdiven altlarında çocuk düşürüldüğü” bilgileriyle yürüten gerici/girişimci 3 kişiye (2 kadın ve 1 erkek) gericiliğe, cemaate ODTÜ’de yer olmadığını söylüyorlardı.
Gericiliğe karşı tepkilerini gösteren kadınlara yönelik saldırı bugün gericiliğin her biçimine karşı mücadelemizi neden büyütmemiz gerektiğini bir kez daha gösterdi.
İki kadın özellikle Tayyip Erdoğan'ın "Gereken neyse yapacağız" açıklamasından sonra sosyal medyada saldırıya uğrarken, facebook ve twitter hesapları teşhir edilip, küfürle, tecavüzle tehdit edildiler. Ayrıca Yeni Akit gazetesi, 08.09.2013 tarihli “ODTÜ’de Köpekler Serbest” başlıklı haberinde LGBT bireylerden sapkın diye bahsederek LGBT bireylere de saldırdı.
Bu saldırı, Başbakan'ın talimatını görev bilen polislerin öğrenciler hakkında bir yakalama, gözaltı kararı olmamasına rağmen Heyem’i gözaltına almasıyla devam etti.
Kaç çocuk doğuracağımıza bizim adımıza karar veren, kürtaj yasağı ile kendi hayatımızda söz ve karar sahibi olmamızı engellemeye çalışan, "Kadın erkek eşit değildir" diyen, tecavüzün sorumlusunu kadın olarak gören, "Başörtüsüz kadın perdesiz eve benzer, tecavüze de uğrar tacize de" diyen her fırsatta kadınları ikincilleştirmeye çalışan kadın düşmanı cemaat ve Tayyip Erdoğan zihniyetini tanıyor; evde, iş yerinde, sokakta, okulda, her yerde karşılarında duruyoruz.
Bu nedenledir ki ODTÜ’de gericiliğe karşı mücadele eden üniversiteli kadınlarla birlikte Halkevleri de Yeni Akit gazetesinin hedefi olmuş, örgütümüz adına adeta bir karalama kampanyası başlatmışlardır.
Bizler yıllardır tecavüze, şiddete, kadın cinayetlerine, kadın düşmanlarına karşı mücadele eden Halkevci Kadınlar olarak başta ODTÜ’lü kadınlar olmak üzere kadın düşmanlığının ve gericiliğin karşısında duran tüm kadınların yanında, AKP'nin ve cemaatin karşısındayız.
Gericiliğe ve AKP’nin kadın düşmanı politikalarına karşı yürüttüğümüz mücadeleyi Haziran isyanıyla sokağa çıkarak bu politikalarla hesaplaşan bütün kadınlarla büyütmeye devam ediyoruz. Kadınları saflaştırmak üzere oynanacak her oyunda, kadın bedenini siyaset nesnesi haline getirildiği her durumda AKP’nin oyununu bozacağız.
Yaşasın Kadın Dayanışması
Halkevci Kadınlar