Halkevleri, Halkın Hakları Forumu’nun ikincisini, 21-22-23 Ocak 2011 tarihlerinde, Ankara SBF Kamu Yönetimi Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin desteğiyle Ankara’da gerçekleştirecektir. Emeği, insanı ve doğayı hedef alan neo-liberal kapitalist saldırganlığa karşı hak mücadelelerinin yaygınlaştığı bir dönemde gerçekleştirilecek olan Halkın Hakları Forumu, hak mücadelelerinin birleşik bir mücadele programına tercüme edilmesinin olanaklarını yaratmayı ve bu mücadelelerin halkın bağımsız siyasal mücadelesi bakımından sahip olduğu potansiyeli bilince çıkartmayı hedeflemektedir.
Halkın Hakları Forumu’nun ilk günü (21 Ocak Cuma) Kadın Forumu olarak Hacı Bektaş-ı Veli Vakfı’nda düzenlenecektir. Forumun, 22-23 Ocak (Cumartesi-Pazar) tarihlerinde Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde (SBF) gerçekleştirilecek bölümünde, ana oturumların yanı sıra, eğitimden sağlığa, barınmadan suya, engelli haklarından iletişim hakkına uzanan 14 temel başlıkta, neo-liberal kapitalist saldırganlığa karşı bu alanlarda gelişen hak mücadelesi stratejilerinin tartışılacağı atölye çalışmaları düzenlenecektir.
2011-Halkın Hakları Forumu ana oturumları, atölyeleri ve sonuç bildirgelerinin oluşum sürecinde, bir yandan çeşitli hak mücadelesi alanlarının kesişme noktalarını, öte yandan hak mücadeleleriyle ülkemizin temel siyasal-demokratik sorunları arasındaki ilişkiyi açığa çıkartmayı hedefleyen bir yaklaşım benimsenecektir.
Hak mücadelesi alanlarının kesişme noktaları, 3 temel tema kapsamında birleştirilecektir. Bu temalar; 1) Güvencesizliğe karşı mücadele 2) Doğanın metalaştırılmasına/yok edilmesine karşı mücadele ve 3) Sermayenin kent politikalarına karşı mücadele olarak belirlenmiştir. 22 Ocak tarihinde yapılacak olan atölye çalışmalarının sonuçlanmasının ardından, 23 Ocak tarihinde, bu üç temel başlık altında kümelendirilen atölyelerde varılacak sonuçların bir araya getirileceği ve tematik ortak sonuç bildirgelerinin hazırlanacağı çalışmalar yapılacak ve ortak tematik sonuç bildirgeleri Forum’un sonuç oturumunda sunulacaktır. Bu nedenle her bir atölye ön hazırlık sürecinden itibaren bu üç temel temayla ilişkisi vurgulanarak oluşturulmaktadır.
Her biri hak mücadelesi başlıklarından oluşan atölye çalışmalarında; hak mücadelesi alanlarının temel siyasal-demokratik sorunlarla ilişkisi de ele alınacaktır. Bu noktada; Kadın Forumu’nun “cinsiyetçilik” konusunda üreteceği sonuçlar atölye çalışmalarına taşınacaktır. Yine atölye çalışmalarında her bir hak mücadelesi başlığında neo-liberal saldırganlıkla birlikte egemen gerici, ırkçı, milliyetçi ve ayrımcı politikalarla bu politikaların toplumsal yaşamdaki örgütlenme biçimlerinin etkileri ve bunlara karşı mücadele stratejileri de ele alınacaktır. 23 Ocak tarihinde bu tartışmalardan elde edilecek sonuçları birleştirecek ortak çalışmalar yapılacak ve kapanış oturumunda yapılacak konuşmalarla Foruma sunulacaktır.
Atölyeler için belirlenen çalışma yöntemine göre Halkın Söz ve Karar Hakkı İçin İletişim Hakkı atölyesinde yapılacak tartışmaların sonuçları forumun üç ana temasından biri olan Sermayenin kent politikalarına karşı mücadele üst başlığına aktarılarak sonuç bildirgesinde yer alacaktır.
HALKIN SÖZ VE KARAR HAKKI İÇİN İLETİŞİM HAKKI ATÖLYESİ ÇAĞRISI
Halkın Hakları Forumu-2007 İletişim Hakkı Atölyesi’nde, neo-liberalizmin toplumsal hayatta yarattığı top yekûn ticarileştirmenin iletişim üzerindeki yıkıcı-dönüştürücü etkileri vurgulanmış ve bu durumun iletişim süreçleriyle bilgi üretim mekanizmaları üzerindeki etkisi tartışmaya açılmıştı. Atölyenin temel tespitleri, iletişimin giderek daha hegemonik ve asimetrik bir yapı kazandığı ve halkın iletişim süreçlerinden keskin biçimde dışlandığı olmuştu. Bu tartışmalar sonucunda, iletişim hakkı alanındaki mücadele çizgisinin hareket noktası olarak, iletişim süreçlerinin demokratikleştirilmesi, iletişim alanında güdümlenmemiş bilgi ve enformasyonun dolaşıma girmesi, kamu yararı anlayışının hâkim kılınması ve iletişim ortamına erişimde eşitlik sağlanması gibi bir dizi temel öğeyi ve bunlar için mücadeleyi kapsayan “halkın iletişim hakkı” kavramı geliştirilmişti.
Aradan geçen üç yıllık süre, halkın iletişim hakkı pratiklerini yaratmak ve bu pratiklerin sürekliliğini sağlamak adına oldukça verimli ve öğretici bir eşik oluşturmuştur. Bu pratikler şöyle özetlenebilir:
Bu çalışmalarla, bir yandan iletişim hakkı mücadelesinin politik-kuramsal temelleri tanımlanıp yaygınlaştırılmaya, öte yandan alternatif iletişim süreçleri ve uygulamalarının pratik mekanizmaları oluşturulmaya çalışılmıştır.
Bu çalışmalar gelecekteki girişimler için de önemli bir ufuk oluşturmuştur. Söz konusu çalışmaların politik ve pratik anlamının ortaya çıkarılması, halkın iletişim hakkı mücadelesinin önümüzdeki dönem ihtiyaçlarının belirlenmesi açısından da kritiktir. Bu nedenle, Halkın Hakları Forumu-2007’de gerçekleştirilen tartışmalar halkın iletişim hakkı kavramını tanımlayıp mücadele alanına taşırken; Halkın Hakları Forumu-2011’de düzenlenecek olan atölye, gerçekleştirilen iletişim hakkı deneyimlerinin tartışılıp, derinleştirilmesi, yaygınlaştırılması ve politik mücadele ile bağının kurulması açısından somut bir programın oluşturulacağı bir platform olacaktır.
İletişim ortamında son üç yılda gözlemlenen önemli gelişmelerden biri, ana akım medyada hızla değişen sahiplik ilişkileri ve medyanın yandaşlık yörüngesine bütünüyle girmesiyle birlikte, liberalizmin (sol liberalizmin) ve dinci gericiliğin hâkimiyetinin olağanüstü artması olmuştur. Medya (örneğin HES şirketlerinin projeleri gibi) somut sermaye projelerinin ve iktidar ideolojisinin saldırgan bir savunucusu halini alır ve halkın hak mücadeleleri karşısındaki en önemli araçlardan birisine dönüşürken, bir yandan da cinsiyetçilik, ırkçılık ve gericiliğin gündelik hegemonyasını alabildiğine yaygınlaştırmakta ve yeniden üretmektedir. Ancak hak mücadelelerinin de yaygınlaştığı bu süreçte bir yandan örneğin HES’lere karşı mücadele edenlerin ya da barınma hakkından yoksun bırakılanların sesi olan yerel gazete ve siteler de yaygınlaşmış ve halkın iletişim hakkı açısından anlamlı bir deneyim birikimi oluşturmuştur. Öte yandan sosyal paylaşım siteleri, forum sayfaları ve internet sitelerinin güvencesiz öğretmenler ve büro işçileri gibi kesimlerin örgütlenme aracı olarak taşıdığı önem artmıştır.
Gelinen noktada medyanın, sınıf mücadelesinin her iki tarafı açısından da açıkça bir mücadele, örgütlenme ve ideolojik hegemonya aracı haline geldiği; ancak hak mücadeleleri içinde gelişen alternatif medya deneyimlerinin mücadelenin ihtiyaçlarını karşılamak hedefiyle çok daha etkin, yaygın ve nitelikli bir hale getirilmesi gerektiği açıktır. Bu amaçla, atölye çalışmasında halkın iletişim hakkının diğer hak mücadelesi alanlarıyla kesişme noktaları belirginleştirilmeye çalışılacak; medyanın ezilenlerin etkin bir ifade aracı haline getirilmesine yönelik somut adımlar atılacaktır. Sınıfsal mücadelenin anlatım araçları olarak yaygınlaşan emek-halk medyası örneklerinin, demokratik bir kamusal alanın yaratılması mücadelesinde halkın söz ve karar hakkını kullanma zeminleri olarak geliştirilmesinin olanakları tartışılacaktır. Alternatif medya girişimlerini, “neo-liberal yerel kalkınma” yaklaşımı çerçevesinde “sivil toplumu güçlendiren yönetişim araçları” olarak kavramsallaştıran yeni yönetim stratejileri ile bu çalışmaları neo-liberalizme karşı gelişen halk demokrasisi girişimlerinin mücadele araçları olarak tanımlayan alternatif medya yaklaşımı arasındaki farkın belirginleştirilmesi hedeflenecektir.
İletişim alanı sınıf mücadelesinin dolaysız bir alanı haline gelirken, iletişim süreçlerinde var olan sınıfsal uçurum sadece medyaya erişim ya da medyada yer alma noktasıyla da sınırlı kalmamaktadır. Özellikle yeni iletişim teknolojileri, geniş toplumsal kesimlerin içeriğin üretilmesi ve paylaşılması sürecinden dışlanmasında önemli bir işlev görmektedir. Bu nedenle atölye tartışmaları, iletişim pratiklerinin politik süreçlerle olduğu kadar teknolojik süreçlerle eklemlenmesi de göz önünde bulundurularak yalnızca içerik, erişim ya da katılım tartışmalarıyla sınırlanmamaktadır. Aynı zamanda iletişimin yeni araçlarının yarattığı yeni hiyerarşik ilişkilere dair de yaygın bir bilinç yaratılması hedeflenmektedir. Böylece, alternatif iletişim pratiklerinin yaratılmasında yeni araçların yalnız ne için değil, nasıl kullanılması gerektiğine dair bilginin üretilmesine de katkı sağlanması amaçlanmaktadır.
Ayrıca, iletişim hakkı mücadelesinin en önemli ayaklarından birini oluşturan alternatif medya çalışmaları ve tartışmaları da özel bir ilgiyi hak etmektedir. Alternatif medya tartışmalarını mevcut “farklılık-marjinallik” ikiliğinden çıkararak bir alternatif iletişim programı çerçevesinde değerlendirmek de atölyenin öncelikli amaçlarından biridir.
ATÖLYE TARTIŞMA ÇERÇEVESİ ÖNERİSİ
1) Son üç yıllık hak mücadeleleri tarihçesi içindeki alternatif medya deneyimlerinin dökümü yapılarak;
● Medya aracılığıyla gerçekleştirilen örgütlenme süreçleri (Facebook gibi sosyal paylaşım siteleri ve bloglar üzerinden örgütlenen HES vb. mücadeleleri; internet ortamında örgütlenen atanamayan öğretmenlerin, çağrı merkezi çalışanlarının vb. deneyimleri);
● Halk medya çalışmaları, emek ve hak mücadelesinde öne çıkan görsel ve basılı yayınlarla internet siteleri, ajanslar, yerel yayın ve siteler,
● Özgün habercilik anlayışları yaratan sol yayınların deneyimleri ve sorunları toplumsal, politik ve teknolojik içerikleriyle değerlendirilecektir.
2) Geçen yıl İFF kapsamında Ankara’da yapılan LaborComm Konferansı’nın sonuçları üzerinden yapılacak tartışmalarla önümüzdeki Mayıs ayında gerçekleştirilecek yeni konferans için sonuçlar çıkartılacaktır. Bunun için gazeteciler, akademisyenler, yerel medya temsilcileri ve medya üretimine katılan hak mücadelesi temsilcileri başta olmak üzere bu içeriğe katkı sunacak isimlerin katılımıyla yapılacak tartışmalarla somut bir program üretilmeye çalışılacaktır.
3) Medya ortamının demokratikleştirilmesi mücadelesinin bir unsuru olarak basın emekçilerinin örgütlenme çabaları ve editöryal bağımsızlık mücadelesi; sansür, yayın yasakları ve mücadele konusu ele alınacaktır.
4) Alternatif medya girişimlerinin ana akım medyanın cinsiyetçilik, ırkçılık ve gericiliğin gündelik biçimlerini yaygınlaştıran etkilerine karşı etkin birer mücadele platformuna dönüştürülmesini sağlayabilecek yöntemler tartışılacaktır.
5) İletişim hakkı çalışmalarında kendi kadrolarını yaratacak ve bunun projelerini oluşturacak bir mekanizmanın hayata geçirilmesi için;
● İnternet üzerinden 50-100 kişilik bir ekibe (belgesel üretiminden haber üretimine, kamera kullanımından internet yüklemeye, haber dilinden medya okuryazarlığına kadar geniş bir yelpazeyi kapsayacak şekilde) uzaktan eğitim teknikleri ile medya eğitimi verilmesi
● Alınan eğitimden sonra belli düzeye gelmiş olan gönüllülerin katılacağı, yaz aylarında örgütlenecek bir medya kampı düzenlenmesi önerilmektedir.
Halkın Söz ve Karar Hakkı İçin İletişim Hakkı Atölyesi sonuçları, Sermayenin kent politikalarına karşı mücadele üst başlığı altında diğer ilgili atölyelerin sonuçlarıyla birleştirilecektir.
Halkın Hakları Forumu İletişim Hakkı Atölyesi iletişim süreçlerini sınıf mücadelesinin ayrılmaz bir parçası olarak kavramakta ve bu mücadelede yeni deneyimler yaratmak üzere görüş, öneri, emek, katkı sunmak isteyen herkesi Halkın Hakları Forumu’na davet etmektedir.
Halkın Hakları Forumu’nda buluşmak ve haklar mücadelesinde birlikte yol almak dileğiyle…
HALKIN HAKLARI FORUMU
HALKIN SÖZ VE KARAR HAKKI İÇİN İLETİŞİM HAKKI ATÖLYESİ ÇALIŞMA GRUBU
İletişim için:
ANKARA:
Ferhat Yaşar Arıkan (Forum Sekretaryası)
Koray Özbal, Aysun Orhan (Ankara Çalışma Grubu)
[email protected], [email protected]
Halkevleri Genel Merkezi Konur Sokak No:8/9 Kızılay, Ankara
Telefon: 312-4192717 Faks: 4193207 Eposta: [email protected]
İSTANBUL:
Çiğdem Çidamlı (Forum Sekretaryası)
Özge Yurttaş (İstanbul Çalışma Grubu)
İstanbul Halkevi: İstiklal Caddesi Orhan Adli Apaydın Sokak No: 10 Beyoğlu / İstanbul
Telefon: 0212 245 82 65 Faks: 02122457010 Eposta: [email protected]