Seçimlerde emeklilerin sandık tavrı nasıl olmalıdır? – Abdullah Aydın

Abdullah Aydın | Çar, 03/06/2015 - 14:58
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Emeklilik, neoliberalizmin ve onun en gözde temsilcisi AKP iktidarının gerçek yüzünü açığa çıkaran alanların başında geliyor. Çünkü, yaşamı bütünüyle alınıp satılan mal haline getiremeye çalışan, tüketime odaklanmış ve kar hırsına her şeyi feda edebilecek olan bu anlayış, üretim sürecindekileri değersizleştirirken, emeklileri anlamsızlaştırmaya çalışıyor. Biliyoruz ki, AKP’nin aslında temsil ettiği sistemde emeklinin yeri yok. Emeklilik diye bir şey yok. Sömürü çarkının içindeysen, sermayenin, finans kapitalin para döngüsünde ölümüne çalışma pahasına da olsa bir yer edinebilmişsen sen varsın. Emekli olduğunda ise sosyal güvenlik kurumunun kara deliğini büyüten bir yük ya da görülmemesi gereken bir hiç olarak kabul ediliyorsun.

13 yıllık AKP iktidarında her alanda geriye giden, sahip olduklarını günden güne yitiren kesimlerin başında Emekliler var. Emeklilik fonlarını ve olanaklarını gasp eden kapitalizm AKP eliyle kamu emekliliğini sıfırladı. Emekli olmayı imkânsız hale getirdi. Sağlıkta sınırlık haklarımız budandı. Hastanelere düşen emekliler en az 10 kalemde yüklü paralar ödemek zorunda bırakıldılar. Kelimenin tam anlamıyla sosyal güvenlik alanı bir belirsizlik ve karmaşa içerisine sokuldu. Çözüm olarak bireyin kendi parasıyla katılacağı Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) getirildi. Bu uygulama sigorta şirketlerinin güdümünde rant kaynağı olarak işlevlendirildi.

7 Haziran seçimleri yaklaşırken, politikacılar emeklilerden sürüden söz eder gibi propagandaya yöneliyorlar. Bize sormadan, bizim ne dediğimizi anlayıp dinlemeden, var olan örgütlülüklerimizi hiçe sayarak bizleri açık artırmaya çıkarıyorlar. Üstelik ülke yangın yerine döndü. Mezhepsel düşmanlıklar, etnik kışkırtıcılık geleceğimizi daha büyük bir tehlike altına alıyor. Bu kör dövüşü içerisinde doğa talan ediliyor, suyumuz, deremiz, ormanımız yağmalanıyor. Madencilik adı altında ülkemiz bir uçtan bir uca siyanür kazanı haline getirildi.

Vesayet diye diye, vesayetin en acımasız en adaletsiz biçimini iktidar modeli olarak dayatan AKP’nin 8 Haziran sabahı lastiğinin patladığını görmek istiyoruz.

HDP’nin barajı aşması en azından emekliler dahil sistemin yok saydığı kesimlerin sorun ve taleplerinin mecliste anlamlı bir tartışma zemini oluşmasını sağlayacaktır. Emek- sermaye çelişkisinin bütünüyle giderilmesini beklemeden, mücadeleden emekli olunmaz diyenlerin sokakta duyulan sesini yine sokağın gücünü arttırmak üzere meclisten yankılanmasını sağlamak için ve bu sesin etki edebileceği bir meclis aritmetiği oluşabilmesi için HDP’nin barajı aşması gerekiyor.

Tarihte öyle anlar vardır ki, alınacak tutum, takınılacak tavır ve “atılacak oy” çıplak anlamından çok daha fazlasını ifade eder. Bu nedenle 7 Haziran seçimlerinde, sokakta söyleyecek sözü kalmayan AKP’nin, sandıkta da geriletilmesi ve bu gerilemeyi sağlayabilecek temel unsur olarak HDP’nin barajı geçmesi önem taşıyor. Böylesi bir sonuç AKP’nin işini zorlaştıracaktır. Böyle bir sonuçta hak arayanlar soluk alabilecek, doludizgin giden AKP diktatörlüğü tökezleyecektir.

Son aylarda bu anlamda bir umut ışığı belirmeye başladı. Özellikle son 10 günde ortaya çıkan durum, gençlerin, kadınların, aydın, sanatçı ve yazarların, işçilerin, sağlıkçıların, mühendislerin, kamu emekçilerinin, Kürtlerin, Alevilerin AKP diktatörlüğüne dur demeye kararlı olduklarını gösteriyor.

Tüm emeklileri bu onurlu yürüyüşte saf tutmaya ve HDP’nin barajı aşması için ev ev, sokak sokak çalışmaya, sandığa gitmeye ve oylara sahip çıkmaya çağırıyoruz.

* Abdullah Aydın
Halkevleri Emekli Hakları Meclisi