9 Aralık’ta Ankara adliyesinde AKP iktidarının “ADALET”ini yargılamaya gidiyoruz. Haklarını savunanlar, demokratik bir ülkede yaşamak isteyenler bu büyük buluşmaya katılalım, hep birlikte "Özgürlük istiyoruz!" diyelim.

31 Mayıs tarihinde HOPA’da gerçekleştirilen demokratik bir gösteriye Başbakan emriyle ve acımasızca saldıran polis güçleri emekli öğretmen Metin Lokumcu’nun ölümüne yol açmış ve onlarca insan bu saldırıda yaralanmış, gözaltına alınmış ve tutuklanmıştır.

Hopa’da gelişen vahim tablo ülkenin dört bir yanında “yaşamı ve doğayı” savunanlar tarafından öfkeyle karşılanmış ve AKP iktidarının bu faşizan tutumu protesto edilmiştir. Hopa’daki tutumun benzerini Ankara ve İstanbul’da da gösteren polis, Ankara’da yüzlerce insana acımasızca saldırırken Halkevleri MYK üyesi Dilşat Aktaş’ın kalçasını kırmış, onlarca insanı yaralamış ve gözaltı, tutuklama furyasıyla baskılarını devam ettirmişlerdir.

Hopa’dan ve Ankara’dan onlarca kişinin aylarca cezaevinde tutulmasıyla devam eden bu sürecin asıl nedeni AKP iktidarının yaşamı ve doğayı korumaya kararlı halkı sindirmek, etkisizleştirmek isteğidir. Ankara’da Metin Lokumcu için sokağa çıkanlar arasından 28 gencin “terör örgütüne üyelik” de dahil çeşitli iddialarla 17-52 yıl arası hapis cezası istemiyle yargılandıkları davanın ilk duruşması 9 Aralık’ta görülecektir.

Bu dava iddianamesinde aynı zamada 79 yılık bir halk örgütü olan Halkevleri de “terör örgütü güdümünde hareket etmek”le itham edilmektedir. Polis ve yargı marifetiyle her muhalif hareketi “terör” yaftasıyla etkisizleştirme çizgisi, AKP’nin yaygın davranışı haline gelmiştir.

AKP, gazeteci tutuklamalarıyla medya hakimiyetlerini sorunsuz kılmaya, KCK tutuklamalarını aydınlara, gazetecilere ilerleterek Kürt sorununda barış talep edenleri sindirmeye, öğrenci gençliğin en küçük talebini “terör” sayarak yok etmeye, Halkevleri gibi örgütlere saldırarak halkı örgütsüzleştirmeye, derelerine sahip çıkanlara saldırmaya, yoksulluğunu dile getirenleri aşağılamaya, deprem mağdurlarını enkaz başında biber gazına boğmaya vardıracak kadar pervasızlığını ilerletmiş bulunmaktadır.

Türkiye halklarına yoksulluk ve sefalet vaat eden, muhalefet edenleri “terörist” yapan, yanında olmayanları “bertaraf” olmakla tehdit eden AKP’nin açtığı bu topyekun saldırı ve savaş çizgisine “direniyoruz ve direnmeye devam edeceğiz” demek için 9 Aralık Ankara duruşmasını AKP’yi hep birlikte yargılayacağımız bir zemin olarak görmekteyiz.

Bu dava hepimizin. Mahkeme salonlarında “sözde hukuk ve adalet”in maskesini düşürmeye, mahkeme salonunun dışında da “gerçek adaleti” anlatmaya bütün dostlarımızı ve yol arkadaşlarımızı bekliyoruz. Orada olalım, çok olalım, bir olalım ve hep birlikte bizleri baskı ve zorla sindirebileceklerini sananlara cevabımızı verelim.

Terörle Mücadele Kanunlarını, özel yetkili mahkemeleri, baskı yasalarının tümünü, polis şiddeti ve korku imparatorluğunu tarihin çöplüğüne gönderecek kuvvet bu ülkenin yoksul emekçi halklarıdır. Halkların örgütlülüğü, mücadele azmi ve haklarına sahip çıkma bilinci geliştiğinde “paçası tutuşanlar” bugünün iktidar sahipleri olacaktır.

9 Aralık birilerinin değil hepimizin ortak davası, ortak mücadele gündemidir.

Ajandamızın 9 Aralık tarihli sayfasına büyük harflerle “Ankara’da AKP’nin “ADALET”ini yargılamaya gideceğim” cümlesini yazalım. 9 Aralık'ta saat 9.00'da Ankara Adliyesi'nin önünde buluşalım

HALKEVLERİ GENEL BAŞKANI İLKNUR BİROL