Enerji Hakkı Atölyesi Çağrısı

Çar, 15/12/2010 - 19:52
  • Arttır
  • Eksilt
  • Normal

Halkevleri, Halkın Hakları Forumu’nun ikincisini, 21-22-23 Ocak 2011 tarihlerinde, Ankara SBF Kamu Yönetimi Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin desteğiyle Ankara’da gerçekleştirecektir.  Emeği, insanı ve doğayı hedef alan neo-liberal kapitalist saldırganlığa karşı hak mücadelelerinin yaygınlaştığı bir dönemde gerçekleştirilecek olan Halkın Hakları Forumu, hak mücadelelerinin birleşik bir mücadele programına tercüme edilmesinin olanaklarını yaratmayı ve bu mücadelelerin halkın bağımsız siyasal mücadelesi bakımından sahip olduğu potansiyeli bilince çıkartmayı hedeflemektedir.

Halkın Hakları Forumu’nun ilk günü (21 Ocak Cuma) Kadın Forumu olarak Hacı Bektaş-ı Veli Vakfı’nda düzenlenecektir. Forumun, 22-23 Ocak (Cumartesi-Pazar) tarihlerinde Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde (SBF) gerçekleştirilecek bölümünde, ana oturumların yanı sıra, eğitimden sağlığa, barınmadan suya, engelli haklarından iletişim hakkına uzanan 14 temel başlıkta, neo-liberal kapitalist saldırganlığa karşı bu alanlarda gelişen hak mücadelesi stratejilerinin tartışılacağı atölye çalışmaları düzenlenecektir.

2011-Halkın Hakları Forumu ana oturumları, atölyeleri ve sonuç bildirgelerinin oluşum sürecinde, bir yandan çeşitli hak mücadelesi alanlarının kesişme noktalarını, öte yandan hak mücadeleleriyle ülkemizin temel siyasal-demokratik sorunları arasındaki ilişkiyi açığa çıkartmayı hedefleyen bir yaklaşım benimsenecektir.

Hak mücadelesi alanlarının kesişme noktaları, 3 temel tema kapsamında birleştirilecektir. Bu temalar; 1) Güvencesizliğe karşı mücadele 2) Doğanın metalaştırılmasına/yok edilmesine karşı mücadele ve 3) Sermayenin kent politikalarına karşı mücadele olarak belirlenmiştir. 22 Ocak tarihinde yapılacak olan atölye çalışmalarının sonuçlanmasının ardından, 23 Ocak tarihinde,  bu üç temel başlık altında kümelendirilen atölyelerde varılacak sonuçların bir araya getirileceği ve tematik ortak sonuç bildirgelerinin hazırlanacağı çalışmalar yapılacak ve ortak tematik sonuç bildirgeleri Forum’un sonuç oturumunda sunulacaktır.  Bu nedenle her bir atölye ön hazırlık sürecinden itibaren bu üç temel temayla ilişkisi vurgulanarak oluşturulmaktadır.

Her biri hak mücadelesi başlıklarından oluşan atölye çalışmalarında; hak mücadelesi alanlarının temel siyasal-demokratik sorunlarla ilişkisi de ele alınacaktır. Bu noktada; Kadın Forumu’nun “cinsiyetçilik” konusunda üreteceği sonuçlar atölye çalışmalarına taşınacaktır. Yine atölye çalışmalarında her bir hak mücadelesi başlığında neo-liberal saldırganlıkla birlikte egemen gerici, ırkçı, milliyetçi ve ayrımcı politikalarla bu politikaların toplumsal yaşamdaki örgütlenme biçimlerinin etkileri ve bunlara karşı mücadele stratejileri de ele alınacaktır. 23 Ocak tarihinde bu tartışmalardan elde edilecek sonuçları birleştirecek ortak çalışmalar yapılacak ve kapanış oturumunda yapılacak konuşmalarla Foruma sunulacaktır

Atölyeler için belirlenen çalışma yöntemine göre Enerji Hakkı atölyesinde yapılacak tartışmaların sonuçları forumun üç ana temasından biri olan Doğanın metalaştırılmasına/yok edilmesine karşı mücadele üst başlığına aktarılarak sonuç bildirgesinde yer alacaktır.

ENERJİ HAKKI ATÖLYESİ ÇAĞRISI

Enerji bugün gerek emperyalist-kapitalist sistem içi güç ilişkilerinin temel bir belirleyeni, gerek yeni sermaye stratejilerinin öncelikli hedefi, gerekse toplumsal ilişkilerin/insan hayatının vazgeçilmez bir parçası olması nedeniyle toplumsal-politik süreçlerin ana gündemlerinden biridir. 

Bu çok boyutluluk, bir emekçi ailesinin evini aydınlatma kaygısı ile sermayenin kar edebilmesi için küresel bir enerji piyasası yaratmayı hedefleyen emperyalist projeleri, bir enerji işçisinin işyerindeki demokrasi mücadelesi ile nükleer güç gerilimlerini birbirine bağlayan yeni bir toplumsal çatışma ve politikleşme sürecine de işaret etmektedir.

Enerji alanındaki bu çatışmayı çok boyutlu bir şekilde yaşayan Türkiye açısından, özellikle 2010 kritik bir dönüm noktası olmuştur. 2010 yılı içinde, elektrik dağıtım hizmetleri büyük ölçüde özelleştirilmiş ve özelleştirmelerin yıl içinde tamamlanması planlanmıştır. Elektrik dağıtımının ardından elektrik üretimi ve doğalgaz dağıtımı alanında da özelleştirmelerin başlatılması beklenmektedir. Enerjinin, halkın yaşamsal bir ihtiyacı, dolayısıyla hakkı olmaktan bütünüyle çıkarılarak; sadece, kar ettirdiği ölçüde üretilen ve parası ödendiği ölçüde tüketilen bir metaya dönüşmesi 75 milyonluk ülke nüfusunun tamamı açısından fahiş fatura, elektriksiz ve doğalgazsız kalma, parası ödendiği halde dahi karanlıkta kalma tehlikesi ve hatta okul ve hastanelerin elektrik borçları sebebiyle eğitim ve sağlık hizmetlerini gerçekleştiremeyecek duruma gelmesi gibi güncel sonuçlara yol açmaktadır. Diğer yandan 150 binin üzerinde enerji işçisi için de güvencesiz çalışma ve işsizlik tehdidi anlamına gelmektedir. Bu yıl aynı zamanda “Türkiye’nin artan enerji ihtiyacını” “kendi öz kaynakları ile karşılama” bahanesi ile binlerce HES (Hidroelektrik Santral) projesinin doğa katliamları ve su kaynaklarının sermayeye satışı pahasına yaşama geçirilmeye başladığı ve buna karşı köylülerin başını çektiği direnişlerin gündeme geldiği bir yıl oldu.

Asrın projesi diye sunulan ancak sonradan fiyaskoya dönüşen Bakü Tiflis Ceyhan boru hattı projesinin ardından Nabucco boru hattı projesi için start verildi. Türkiye’yi enerji köprüsü haline getirme planları, Türkiye’ye toplam getirisi net zarar ve uluslararası gerilim olmak üzere, emperyalistler arası kapışma unsuru olarak ilerliyor. NATO zirvesinde “enerji ve su kaynaklarına yönelik tehlikeler”in tehdit kapsamına alınması ve Türkiye’ye yeni füze kalkanı sistemi yerleştirilmesinin kararlaştırılması, Türkiye’nin ve bölge ülkelerinin bağımsızlıklarını ve bağımsız-dayanışmacı bir uluslararası ilişki kurma olanaklarını ortadan kaldırıyor.

Özetle, enerji emperyalist planların ve sermaye stratejilerinin birinci gündemi halindedir. Emperyalizmin ve sermayenin bu alandaki adımları doğaya, halkın enerjiye erişim hakkına, enerji işçilerinin emeğine ve ulusların bağımsızlığına dönük bir saldırı biçimini almaktadır.

Bu saldırı karşısındaki tepkilerin en görünür biçimi şimdilik köylülerin HES karşıtı mücadeleleridir. AKP iktidarının yandaş sermaye oluşturma çabaları ve “çevreci” anlamıyla “yeşil sermaye” stratejileri açısından revaçta olan HES projelerinin daha fazla gündeme gelmesi ve karşı tepkilerin yoğunlaşması kaçınılmazdır. Enerji dolayımlı zamlar karşısında eylemler dönem dönem gündeme gelmekte, zamlara karşı direniş kendini basit protestolar ya da Ankara EGO baskınında olduğu gibi militan ve kamuoyundan destek gören tepkiler biçiminde ortaya koymaktadır. Bu küçük deneyimler, yeni dönemdeki daha büyük adımlara yardımcı olacaktır.

Enerji işçilerini uzun zamandır taşeron çalıştırma biçiminde kuşatan güvencesizlik özelleştirmelerle birlikte şimdi de 4C ile boyutlanmaktadır. En az 150 bin enerji işçisi yeni bir güvencesizleştirme ve işsizlik dalgasıyla yüz yüzedir. Geçmişten bugüne enerji alanında yaşanan özelleştirmelere karşı EMO’nun sürdürdüğü özelleştirme karşıtı çizgisi, enerji işçilerinin tümünün sendikalı birlikteliğini savunan Enerji-Yapı Yol Sendikası ve kamu kurumlarında KESK ESM’nin biriktirdiği deneyimler ile bu dönemde 2. olağan genel kurulunu gerçekleştiren Enerji-Sen’in varlığı emek cephesi açısından mütevazı ama gelişime açık ve umut veren bir olanaktır.

Böylesi bir ortamda gerçekleştirilen Halkın Hakları Forumu'nda oluşturulacak Enerji Hakkı Atölyesi doğayı, emeği ve enerji hakkını savunmayı kurucu bir siyasetin parçaları halinde ele alacaktır. Enerji hakkı mücadelesinde bugünkü çatışmanın kaynağı olan tekelci sermayenin kar güdüsünün karşısına toplumsal faydayı ve kullanım değerini çıkaran, “doğa”, “insan emeği” ve “insan ihtiyacı” arasında bir başka ilişkiyi savunan bir mücadele çizgisinin inşası için adımlar atmayı hedefleyecektir.

Bu noktada atölye çalışması için önerilen çerçeve;

  • Enerjiyi hak olarak ele almak: enerji hakkı mücadelesi 

            -Enerji hakkı bilinci

            -Enerji hakkı mücadelesi: Eksen, mücadele programı ve çizgisi

  • Özelleştirme-piyasalaştırma kıskacında enerji: Sermaye stratejileri, uygulamalar ve sonuçlar
  • Enerji üretimi/yönetimi: Nasıl, kimin için, kimler tarafından?
  • Enerji alanında güvencesizlik: Enerji işçilerinin örgütlenmesi ve mücadelesi
  • İnsan ve doğa arasındaki ilişki olarak enerji
  • Emperyalist enerji politikaları

            -Emperyalistlerin kontrolünde inşa edilen boru hattı projeleri

            -Enerji piyasasının belirlenmesine yönelik AB uyum düzenlemeleri

            -Enerji için ülkeler arası bağımsız ve dayanışmacı ilişkiler mümkün mü? 

Enerji Hakkı Atölyesi sonuçları, Sermayenin kent politikalarına karşı mücadele/Doğanın metalaştırılmasına-yok edilmesine karşı mücadele üst başlıkları altında diğer ilgili atölyelerin sonuçlarıyla birleştirilecektir.

Halkın Hakları Forumu’nda buluşmak ve haklar mücadelesinde birlikte yol almak dileğiyle …

 

HALKIN HAKLARI FORUMU

ENERJİ HAKKI ATÖLYESİ ÇALIŞMA GRUBU

 

İletişim için

ANKARA :

 Mustafa Eberliköse (Forum Sekreteryası)   [email protected]

Kadir Aydoğan (Ankara Çalışma Grubu) [email protected] 

 

Halkevleri Genel Merkezi Konur Sokak No:8/9   Kızılay, Ankara

Telefon: 312-4192717 Faks:    4193207  Eposta: [email protected]   

 

İSTANBUL:

Özge Ozan (Forum Sekreteryası)  [email protected]

Ali Ergin Demirhan   [email protected] - Pınar Hocaoğulları [email protected] (İstanbul Çalışma Grubu) 

İstanbul Halkevi: İstiklal Caddesi Orhan Adli Apaydın Sokak No: 10 Beyoğlu / İstanbul
Telefon : 0212 245 82 65 Faks: 02122457010 Eposta: [email protected]